Monday, February 9, 2009

yurt genelinde saganak yagis bekleniyor

-pismanliklariniz var midir?
-hayatta hic bir seyden pisman degilim.

paparazzi ve televizyon figuru arasinda gecen standard bir diyalog. soyle bakinca cok siradan ve hemen herkesin asina oldugu bir soru "pismanliklarin var mi?" . aslinda bu siradanlik, tamamen televizyonun sebep oldugu bir yanilsama. gercek yasamda yalnizca, hic istemeyeceginiz bir pozisyonda, sanik sandalyesinde iseniz, hakim tarafindan size yoneltilir bu soru. isin tuhafi, boyle oldugunu da televizyondan biliyorum. yani eger simdi birisi cikip "yok o yesilcam uydurmasi!" derse itiraz edemem. ama pisman olabilirim :s zaten gundelik hayatta varligini surduren hickimsenin bu suale yukaridaki gibi negatif yanit verecek kadar yuksek bir ozguveni ve kendisine bu denli sinirsiz bir sevgisi olamaz. varsa da, aslinda kendine son derece guvensiz ve sevgisizdir de, bu durumu ortbas etmek icin gercekleri bilincinin en derinlerinlerinde sakliyordur. kendisinin bile unuttugu karanlik koselerde...

cocukken salondaki sehpanin uzerinde duran kesme vazoyu kirdigimda annem bana "pisman misin?" diye sormadi. sormus olsa idi, eminim simdi cok daha olgun bir insandim. ne bileyim, belki psikiyatrist ve hatta 'kisisel gelisim uzmani' daha da ileri gidip 'life coach' filan bile olabilirdim. lise 2 de matematikten ikmale kaldigimda hocam -severdim de kendisini- "pisman misin?" diye sormadi. biraz dusunceli davranip bana ikinci bir sans verseydi, belki de turkiye ikinci cahit arf'ina da kavusmus olurdu. dogruyu soylemek gerekirse 10liralik banknotlarin uzerinde soyle yakisiklisindan bir pozumu gormek isterdim. hatta o banknotu uzattigim an kasiyerin yuzundeki saskinligi yatistirmak icin kullanacagim "evet o benim. ama sakin ol lutfen, bak ben de siradan bir insanim" bakisim dahi hazir. hali sahada mac yaparken fazla gaza gelip sol elimin serce parmagini kirdigimda (tellere takilmisti) , yine bir halisaha macerasinda sol dizimin menuskusunu yirttigimda pisman olup olmadigimi dusunmedim. universite yasantimi biraz fazla uzattigimda ya da istemedigim bir ise girip senelerdir cikamadigimda da bir allahin kulu bana "e peki pisman misin?" diye yaklasmadi.

fakat en kritik pismanliklar, galiba kendi cesaret edemediklerimizinden sonra olusanlar. sik tekrar eden tecrube ile sabittir; bu gibi durumlarda sucu baskasina atamazsiniz ve is isten gectikten sonra elinizde, "acaba baska turlu davransaydim ne olurdu?" sarmalindan baska birsey kalmaz. simdi onumde paris projesi var. belki dokuz numarali koprunun uzerinde, belki opera meydaninda veya bastille'de yasli sokak lambalarinin los isigi altinda, alelade bir sokakta... iyi ama, ya cesaret edemezsem? lanet olsun!


get some balls man...


gunun birinde, umarim cok uzak gunun birinde, mortingen straße'nin aydinlatilmamis kaldirimlarinda yururken, cogunlugun sahne ismi ile azrail olarak tanidigi ve gercek adini burada veremeyecegim (ozellikle gizli tutmami istedi)kisi/kurum ya da kurulus ile karsilastigimda, o bana soracaktir. cevabim hazir, ve seneler icinde degismesi icin gecerli bir neden de yok: "evet aq. cok pismanim!". bu neyi degistirir bilmiyorum ama, ona tesekkur edecegim kesin.

No comments: