80ler anlamasi guc bir donem hakikaten. Hakim kultur apolitizmi simgelese de, “taslasmis” cicek cocuklarin ataletinde uyusup giden karsi-durusun ardindan yeralti dunyasinin, punk’in, ofkenin ve anarsinin dogusu icin ideal bir zemin. Ana akim tamamen stil, ambalaj, boya ve makyaj uzerine kurulu, lakin onca ugrasiya karsin bir o kadar da kiç... Erkekler icin vaziyet cok feminen. Diger tarafta ise seksapeli ve disiligi on planda kadinlar. Zaten o tarafla bu taraf arasinda giderek daralan bir mesafede, kanimca kadinlar acik ara daha kârli: Ikinci feminist dalganin artci kuvvetiyle de birlikte, guclu ve yirtici figurlerin yukselis donemi.
Bu da Nars Cosmetics’in kurucusu, sahibi ve yaratici direktoru François Nars’in Mark Jacobs 2009 sonbahar koleksiyonu icin yaptigi makyaj... 80lerin kadin glam grubu, ayni zamanda donemin fettan-tilki kadinini simgeleyen Vixen etkileri tasiyan koleksiyon kendi ifadesiyle “Blondie” Debbie Harry’i ve donemi suratini boyamakla gecirmis tum kadinlari esin kaynagi almis. O yillarin sivri, renkli ve abartili makyaj stilinin reankarnasyonu ve donem kadinlarina iade-i itibar niteliginde...
Friday, February 27, 2009
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
bana oyle geliyor ki 80lerle ilgili asil sikinti, onu, hemen her donemi (ki donem olarak tanimlayabilecegimiz son decade, 80ler) yaptigimiz gibi sevip/sevmemek uzerinden degerlendirmek zorunda hissetmemiz. tasidigi tarihsel mirasin (erken 60lardan itibaren biriken butun enerjinin) artik tamamen hic edildigi ve hatta curudugu, fakat bu curume ile yayilan her yonuyle abartili, boyali ve fazla baharatli dekandant pop kulturun de tuhaf bicimde cekici oldugu bir donem "80s" . bu cekimin sirri belki de her zaman guzel ve winner olmayi istememekle ilgidilir. seksenler glam(orous) gorunmeye calisan kitsch'likler dunyasi...isin asli, kitsch dedigimiz 10 seyden 9u bu doneme ait ve biz bunlarin ciddi bir kismini icten ice seviyoruz. 80ler ana akim olarak bir boka benzemese de, -hele ki kutlesel bir akim icerisinde var olmamis- bizim kusagimiz icin eglenceli. ne seviyorum ne de sevmiyorum aslinda.
onunla ilgili tehlikeli olan sey, donup dolasip karsimiza cikma hevesi. artik onumuze bakalim beyler ya :S (bir kesit illa hortlayacaksa da 40s-50s bobstil olsun bu)
fikrimce 80lerin ana akimi kastettigin ve kendi kendimize yasattigimiz "guilty pleasure"larin otesine gecmeyecek. kendi donemini asip zamanin otesine gecebilmis ogeler ve bunca zaman doneme goz kirpmis "retro" yapimlarin cogu ekseriyetle cigir acmaya yeltenmis, sanat ve siyaset tarihine not dusebilmeye muktedir olmus, sonraki "decade"lerin trendini cizebilmeye yaklasmis veya basarmis, cinselligi sorgulayan, ender gelisen ve bugune miras olarak kalabilen dizayn/estetik ataklari, konvansiyon ve normlara aykiri hareketleri temel alan denemeler. kuzey amerikadan latin amerikaya, avrupadan uzakdoguya tum dunyada dalga dalga yayilan ve devrimci pratigiyle cok seyi degistirmis olsa da neredeyse tum cografyalarda sonu genelde kanli biten toplumsal hareketlerin ardindan boyle bir zevk ve sefaya teslim olma durumu kacinilmaz miydi, yoksa hazir moment kazanmisken bir ihanet miydi tartisilir (benim oyum ikinci onermeden yana). ancak her yaygin ve populer karsitini uretir ve karsisinda kontrasini bulur. belki de ne kadar ezici olursa karsisindaki de o kadar dirayetli ve saglam durur. ezici hakim kulturun golgesinde kalsa da, zamanin lehine isledigi ve surecte daha net bicimde aciga cikan donem kontrasi hakikaten cok sIKI ve guclu. enkazdan geriye kalan varsa yoksa onlar. bugun onlar daha guclu, dolayisiyla korkma ortaaam, hortlamaz. hortlatmazlar! :S
Post a Comment