Paul Weller, 50. yasini 22 parcadan/ruyadan olusan dokuzuncu solo albumu 22 Dreams ile kutluyor. Dinleyiciye kutsal ve zor gorev! Album icin net analiz su an icin zor, zira muzigin mesihi yine uzun tutmus hadisleri, henuz tekmili birden hatmedemedim. Hele bir de albume ortadan, “Cold Moments” ile baslamis bulundum ki, hizli bir ilerleme kaydedebilene askolsun. Lakin 50 yilin olmasa da, The Jam ve Style Council sonrasi Paul Weller’in yillanmis ve lezzetli solo doneminin kumule ozetine benziyor. Tabii "agir ruh"u biraz daha hafiflemis, nesesi de yerinde gozukuyor. Korkmayin, nedense her dinledigimde kafami iki yana sallayip tamamiyle istem disi “bu cok guclu” diye icimden gecirdigim, ama “guclu” nitelemesinin tam olarak neye dayandigini ya da referans oldugunu da bilmedigim muzigiyle yarim asirlik cinarin emekli olmaya hic niyeti yok. Gectigimiz ayki Q roportajinda “ne emekliligi, inzivaya cekillip bahcede kahrolasi havuc mu yetistireyim?” beyani ile tum endisemi aldi. Roportaji itibariyle ogreniyoruz ki duaci oldugu bir konu da saclarinin dokulmemis olmasi. “Kel bir mod’u kim dikkate alirdi ki?”.
Eh, musiki alemine dogusu beri hep tarz ikonu olmus [style council indeed], giyim-kusamiyla hep bir adim one cikip kendinden konusturmus bu mod’un imaj kaygisina hic sasmamali. The Jam’le beraber en politik ve protest donemlerinde dahi afi ve dizayn duygusundan, stil kaygisindan, "premium" markalardan vazgecmemis Paul Weller, gecmisten gunumuze britanya rock aleminin icinde hep bir sembol olarak yerini almis, pek cok muzik figurunu giydirmis Fred Perry’nin de belki en itibarli ikonu. Ona ait koleksiyon yapiliyor, adina 250 adetlik sinirli sayida kendi imzali ve numarali t-shirt’u uretiliyor filan. Zaten birakalim derinlemesine muzik muhabbetini, ben esasen tarz ve kiyafetlerinin hastasiyim :SEger bir ickiyle iliskilendirecek olursam da; "kaalite viski" kendisi, "Johnny Logan"...



