Thursday, August 11, 2011

güz, yeniden..

Sözcükler, eylül - ekim 2011 sayısını "daha önce hiçbir yerde ürünü yayınlanmamış yeni yazarlara" ayırıyor. Bu sayıda okuyacağımız birkaç iyi öykünün moralimizi yükselteceği, henüz parlamamış bir iki yeteneği keşfetmenin hazzını yaşatacağı kesin (Evet. Bunlardan biri benim ama konumuz bu değil :S).

Bana öyle gelir ki, esas yılbaşı eylül ayıdır. Yaz mevsiminin kavurucuğu sıcağı diner bir kere. Algımızın üzerine yoğun bir sis bulutu gibi çöken tatil fikri/özlemi de dağılır gider. Caddeler kalabalıklaşır, trafik kilitlenir, gündelik koşuşturmaca kaldığı yerden devam eder. Öğrenciler okula, çalışanlarsa ait oldukları umutsuzluk çukuruna tıpış tıpış dönerler. Sinema salonları, AVM koridorları dolar taşar. Futbol kaldığı yerden devam eder. Televizyonda yeni sezonun sükseli dizileri yayına başlar. Vitrinleri yeni sezon, muhtemelen toprak rengi, ürünler ele geçirir. Biraz daha bronz ve belki biraz daha kuvvetliyizdir artık.

Bu yüzden işte, eylül sayıları iyidir.

2 comments:

nouvelle said...

Öykünü okudum, güzeldi. Yazım konusunda kendini oldukça geliştirmişsin Tuna. Benim en son bildiğim dönemden bu yana diyelim ya da! Sadece bazı noktalarda ufak kopukluklar olmuş gibi geldi. Gerçi okuduğumda başım çok ağrıyordu, çok da gerçekçi bir yorum olmayabilir bu yönden. Tekrar okumam lazım. Başarılar, Duygu.

t for tuna said...

Bu metin aslında başlı başına bir hikaye olmadığı, esasın bir romanın parçası olduğu için, kopukluklar bulunması normaldir sanırım. Teşekkürler Duygu.