Dunyadan da sayisiz emsal cikarmak mumkun. Lakin maksat birkac tanesini ele almak olsun, aperatifleri pas gecip sicaklara girelim. Kopenhag Iklim Zirvesi’nde tum kuresel isinma meselinin bir martaval oldugu fikrinden kendini alamayanlar veya bu afetten kendine pay yontmaya calisanlar dunya ikliminin gelecegine dinamit dosemeye devam ederken, protestocular, devletler erkani mutarekesinden cikamayan sonuclardan daha somut haberlere vesile oldu. Degismeyen sonuc; fiyasko. Bunun disinda, malum, adaletsizlik denizi aciktirir. Ancak acikmak icin de tok olmak gerekir. Dunyanin ac nufusuna artik tokluga giden en kestirme yol olarak esekler cenneti gosteriliyor. Baska baska… Hah, yaklasik 1400 mevtali Gazze saldirilarinin birinci yildonumunde Ortadogu’daki kaosa ve ic savaslar kupasinin cazibesine karsi koyamayan Iran da dorduncu torbadan katilmak uzere… Ruhlarina el fatihanin iki gun once sonsuzluga firlatilan dort protestocu uzerinde dagilma ozelligini kullanmak sizlere kalmis. Sadece birkac gunluk secme haberlerden bilanco bunlar, eger son on yila girissek karsiki kozmos yikilir. Neyse, tum bunlarin dunyanin 9 inch civisinin halen cikmakta oldugu disinda baglanacagi bir yer yok. Hal boyleyken, caktirmadan gelecek de geldi.
Yil 2010… Su “decade” devirme fikri cok bunaltici. Ya da bana oyle geliyor. Bir onceki gecis asir, hatta milenyum devirme heyecaniyla arada kaynamisti. Fakat bu defaki yan unsurlardan arinmis dijit degisikligi tum tatsiz ve tuzsuzlugunu –bana- hissttiriyor. Ayrica bircok distopya filminin adres gosterdigi yillara halen zaman varken kokusmuslugun, kaosun ve teknolojinin hizina bakildiginda ongoruler hic de fena gitmiyor. Rollerball’a 8 yil -ki spor sahnesi gladyator arenasina benzeme yolunda tekinsiz adimlarla ilerliyor- District 13’e 10 yil, Total Recall’a 80 kusur yil (bu cok optimistik bir rakam; en fazla 30 yila oradayiz), Twelwe Monkeys’a 30 yil, Blade Runner’a ve Running Man’a da 9 yil kaldi. Isimiz felaket tellalligi degil. Dunya son devr-i guneslerinden tur aldi mi bilmiyorum. Ancak bu blog’un –son zamanlarda uzerindeki mevsimsel olu topragindan mutevellit karanligi ve zamansizlikla alakali intibak azligini bir kenara koyarsak- genel itibarla dunya derdine kaptirip kendi makarasindan taviz verecek bir yapisi olmadigini da az cok biliyoruz. Buna karsin, kavanoz dipli ve ekseni kayik uyur-doner hastanin durumunun pek icacici oldugu soylenemez. Onu bunu birakin da, yilbasinda ne yapiyoruz? Soyle Strange Days’deki yeni milenyum partisi muhadili bir yilbasi partisi icin Taksim’de bulusalim. Hayatta kalan saglar geceyi anlatir.Yilin bu zamanlarinda siber aleme doktugumuz ortakligin ikinci sene-i devriyesinde bize de mutlu yillar…









