
Oncelikle, okudugum kitaplar ya da izledigim filmlere referans teskil edecek en ufak bir ilham kaynagi goremedim. Siradan odalar, ruhsuzca gorulen davalar, burokrasinin donuklugunun ta icten nufuz etmis oldugu hukuk insanlari, soguk koridorlar, sembolik degerini yasatma zahmetine bile girilmemis bicimsiz ve yipranmis cuppeler... Hic olmazsa ATV’de yayinlanan, 90larin efsane “Adliye Koridorlari” programindaki gibi bir kavga, cingar, temasa goreydim, tehdit-kufur duyaydim istedim ama onlar da yoktu. Aslinda cok iddiali gorunumlu ve ariza cikarmaya tesne Roman bir grup vardi, ama kimbilir kacinci celse oldugundan onlar da heyecanini kaybetmis gozukuyorlardi. Kuskusuz benim kafamdaki mahkeme imajinin ya da gercek mahkemeler hakkindaki cehaletimin de bu hayal kirikliginda payi vardir. Ornegin, dalga gecmek yok, ben Turkiye’de de juri sistemi var saniyordum :S Dusunun, bu gercegi bugun ogrendim ve ogrendigim an oncesindeki dusuncemin ne kadar absurd ve gulunc oldugunun –simdi dalgasini gececek kadar- farkina vardim. Aklimda ne vardi, ya da ne bekliyordum, nasil boyle bir dusunceye kapilmistim bilmiyorum.
Mubasir disari cikti ve adimi okudu. Hah, mubasire ozel birkac cumle sarf olur iste. Kesinlikle Kafkaesk bir “karakter”di. Tiknaz ama dimdik vucudu, temiz ve nizamli giyimi, bust gibi kocaman, kivrimli ve mahkeme duvari kadar notr surati, yanlari hafif acilmis gri saclari, kanatlari genis burnu ile benim burada tikandigim, ama Kafka’nin uzerine tek kalemde en iki sayfa betimleyecegi bir hukuk karakteri. Adim okundugunda iceri girdim, toylugumu sezinleyen mubasir hemen bana durmam gereken yeri bildirdi. Tabii kazma ben orada durup yuzumu avukatlara dogru dondum. Hani hakim “tanik sizindir” diyecek, avukat da bana sorular sormaya baslayacak. Bir gol daha yedik, mubasir hemen “hakime dogru don” isareti yapti. Kisaca, bugunku kekini bulmustu, afiyetle yiyecekti. Ha yalan yok, amaci rencide etmek ya da odada bulunan diger hukuk gorevlilerine karsi beni rezil etmek degildi. Ama dedim ya, kendine iyi bir ugras bulmustu ve butun ciddiyetiyle bu oyuncagini talim etmeye koyuldu.

Neyse, hakim Mehmet Amca’ya bana da sormus oldugu can alici ve kapali uclu, nicel cevapli bir soruyu sordu. Yalan soylemiyorduk, sadece ikimiz de emin degildik. Orada ciddi endise duydum ve oncesinde calismadan, son derece lakayit bicimde davaya geldigimiz icin cok hayiflandim. Neyse ki aklin, ya da tahminin yolu bir, ifadelerimiz ortustu. Son olarak ifadelerimizin ciktilari alindi ve imza attik. Mubasir de tum durusma boyunca samara oglani olarak bana kurdugu ustunlugun altina son imzayi atti (la havle):
“Imzan da cok cirkinmis delikanli” :S