Nerede kalmistik? Ya da soyle soralim: Geri donmeyen, stilize edilmeyen, klasiklestirilmeyen ne kalmisti? Amerika'da halk arasinda "YUGO Nowhere" sloganiyla da anilan bu otomobilin akibeti, uzucu bir sekilde, isim anasi (ulkeler dişidir) Yugoslavya’ya benzedi ve tarihin tozlu sayfalari/yedek parca raflarindaki yerini aldi. Kim bilir, belki tekrar canlanir, ama isim problemi var. "Serbia" olarak geri donecek degil ya. Sahi, bir ulkenin adini tasimak ve yasatmak bir otomobil icin cok iddali ve agir bir yuk gibi geliyor bana. (Motor Fiat’mis bu arada –ki kalite bakimindan hic sasirtici degil). Hadi boyle bir iddaya girisildi, bu tum zamanlarin en kotu otomobili olmak zorunda miydi?
Ama YUGO’nun yeri ayridir ve o, gercek bir efsanedir. Amerika’ya penetrasyonu, 80lerdeki satis rakamlari filan tahayyul sinirlarinin uzerinde hakikatli bir basari oykusudur. Tabii satis fiyati da her turlu rekabet kosullarini derdest edecek dusuklukte olmus, ancak yine de asla tek sebep bu olamaz. Hersey aslinda Amerika piyasasinin, giderek yukselmekte olan Japon otomotiv endustrisine, kendi alim gucunun govde gosterisi esliginde bir uyarisi niteliginde baslamis. Baska derin politik mevzular da Yugoslavya’nin lehine gelisince (Yugoslavya 84’ L.A. Olimpiyatlarini protesto etmeyen sayili komunist ulkeden biriymis, tabak bos donmemis) YUGO da yurumus ya kulum. Bugun konuyla ilgili firsati/acigi goren bir akademisyen, Jason Vuic de YUGO'nun yolundan yuruyup, bunu bir arastirma haline getirmis ve fenomenin hikayesini kitaplastirmis...
Wednesday, March 17, 2010
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment