Thursday, January 13, 2011

kır kalemi kes koçanı, otoparksız neyleyim?

belediyeye ait alanlarda çalışan üniformalı otopark görevlilerinin meziyeti karşısında hayrete düşüyorum. arabanın ancak sığacağı bir boşluğa, bazen tek bir manevrada park etmelerinde büyüleyici bir yan buluyorum. hayli düşük bir ücret karşılığında icra edilen, sıradan görünümlü mesleğin kazandırdığı yetenek ve tecrübeye özeniyorum. Genellikle kadın bir sürücünün ya da acelesi olan herhangi bir müşterinin bıraktığı çalışır vaziyetteki otomobili alıp, tereddüt dahi etmeden zınk diye boşluğa yerleştirmeleri, işlem bittikten sonra çekilen el freninin keskin ve kademeli sesi fena halde hoşuma gidiyor. Otomatik veya manuel şanzıman, kamyonet veya iki kişilik bir spor araba fark etmiyor. Usta eller ne yapması gerektiğini ezbere biliyor. Hayatta hepimizin sıkıntı çektiği, özellikle sahada çalışan insanlar için kimi zaman bir eziyete dönüşen park eyleminde ihtisas sahibi olmalarını saygıyla karşılıyorum. İşini gizli bir gururla, büyük şehirdeki park sorunun bilincinde olduklarından belki biraz da övünerek ve soğuk hava şartları ya da düşük ücret nedeniyle şikayet dahi etmeden yapan bu adamları takdir ediyorum.

No comments: