Son zamanlarda maliyeti dusuk cukkasi yuksek DJ-set performanslar ve “event”lerden artik gina gelmis, sanki tum isimler ve mekanlar birbirini andirmaya baslamisken bu elektronik monotonlukta imdadimiza Radyo Eksen ve Bant gibi gedigin son donem kararli kapaticilari girisimci ruhlar yetisiyor. Gectigimiz haftasonu Radyo Eksen Gutter Twins’in Istanbul’a tesrifine araci olduktan sonra (intibak edemedim yazik ki), dun de “Bant- City Nights by Converse” serisinde Massachusetts'den bir indie-rock emekcisi Sebadoh derdimize derman olmak icin yillarin bu amacta agir-isci mekani Babylon’daydi. Sirada bu konser ekolunden Broken Social Scene ve Shellac var. Kisa baharin kari, ne diyelim.
Konserlerde kendini belli bir janr icinde konumlandirmis gruplar icin kapidaki tehlike –eger cok sevilen ve bilinen bir genis kitle grubu degilse- bir noktadan sonra performansin aynilasmasi, siradanlasmasi ve seyirci ilgisinin lineer olarak azalmasi oluyor. Fakat sahnede surekli degisen, muzikle ve hasin gitar muzigi icindeki turler/turevlerle bir oyun hamuru gibi oynayan, uyeleri arasinda enstrumanlari ve vokali neredeyse tum olasi kombinasyonlarda deneyen Sebadoh icin bu tehlike Tokyo kadar uzak. Ornegin Dinasour Jr.’in bascisi olarak nam salmis Lou Barlow vokal/gitar olarak karsimiza cikarken (akustik gitardan degme elektroya tas cikaran o sizoid sesleri nasil cikariyor anlamis degilim ya neyse), yasli kurt Eric Gaffney olagandisi bir enerjiyle davulla dalga gecercesine oynuyor, oynatiyor, agzimizi acik birakiyor. Sonra gitar/vokal mevkiine gecip costuruyor. Tam donanimli “davulcu” titriyle gruba mudahil olmus Jason Loewenstein bass gitarla basliyor, gitar/vokale gectiginde ise cam-cerceve indiren hardcore bir rock esliginde kafamizi guzelce patlatiyor. Bu rotasyon boyle konser boyu devam etti. Vokale kim gecse kendi gitar ve vokal tarziyla birlikte sanki grubu ve muzigi de degistirdi. Tabii grup multi-vokalist, uyelerin hepsi de multi-entrumentalist olunca ortaya country'den blues’a, punk’dan hard-rock’a harman-corman ve siradanlasmak soyle dursun aksine adrenalin artiran bir kulak ziyafeti cikmasina sasmamali.
Grup icinde grup, tür icinde tür, tarz icinde tarz, konser icinde konser izlemenin ayricaligina erisen izleyici de dinmeyen ilgisiyle bu candan performansa karsilik verdi. Eh bu sehirde ve bu mekanda olmaktan hosnutlugu besbelli; hossohbet, nuktedan ve tum mesafeleri ortadan kaldiran samimi interaktif hallerine kayitsiz kalmak kolay degildi. Saniyorum bu karsilikli gonullu alisveristendir ki Sebadoh’un sahnede kaldikca kalasi, biz izleyicinin de durdukca durasi geldi. Tum duraganligi, sıkıcılıgı ve tatsizliginda haftanin ilk calisma gununun en hizli ve guzel kesiti Sebadoh’a aitti. Belki de Pazartesi gunune guzel bir final oldugu icin etkisi katli oldu. Bize yasattigi “Happy Monday” icin Sebadoh ve emegi gecen herkese tesekkurle birlikte nice Pazartesi konserlerine dilegiyle...
not: konserde cektigi fotograflari tembellik yapmadan gecesinde yukleyen ve bugun bize apartma olanagi saglayan flickr kullanicisi ae3000'e tesekkurler.
No comments:
Post a Comment