Monday, December 31, 2007

ikinci dogum sancisi ve In Utero

Sansasyonel bir “newcomer”in ayni basariyi yakalayip yakalayamayacagi merakla, heyecanla, eger taraftarlik durumu hukum suruyorsa bir de eller yurekte beklenen ikinci albumu hem tanidik, hem de cetrefilli bir mevzu... Rolling Stone dergisi The Strokes’un ikinci albumu “Room on Fire” icin “Nirvana’nin In Utero’sundan bu yana hicbir album bu kadar merakla beklenmemisti.” demis [Roll 104]. The Strokes’un rock dunyasinda yarattigi sarsintiyi, garage-rock’un kullerinden dogusuna onculuk ederek acmis oldugu yolda ve akimda takipcilerine verdigi ilhami goz onunde bulundurursak hic de iddiali bir yorum degil. The Strokes bu albumde cuvallamisti. Tamam, bu baskiyi kucumsemek insafsizlik olur. Madchester’imizin medar-i iftihari Stone Roses’in “Second Coming”i icin bile –bizim fanatizm ve at gozlugumuzun anlamaya musade etmedigi- aci gerceklerle harmanli yorumlar yapilmamis miydi? Insafsizlik degil. Hesap da sormuyorum. Beni son uc senedir ikinci albumleriyle sukut-u hayale ugratan The Streets, Interpol, Zutons, Kasabian, Babyshambles gibi arkadaslara sitem ediyorum. Ama onlara sitem ettiysem, sitem sevgiden dogar.

Hem In Utero, hem de Roll demisken; evde ortaligi karistirirken hala nasil gozumden kacmis oldugunu anlamadigim Roll 2004 Mayis sayisi gozume carpti. 1993 tarihinde In Utero’nun cikisina muteakip Curt Cobain’le yapilmis bir roportaji on dort yil sonunda okumus oldum, ne zamanlama ama… Benim icin tum zamanlarin en iyi ikinci albumu In Utero’dur. Tamam ukalaligin luzumu yok, biliyoruz Nirvana’nin ilk albumunun Bleach oldugunu. Ama hangimiz Nevermind’dan once herhangi bir albumunu dinlemistik ki Rolling Stone dergisi dahi bu taklaya geliyor? Trajik bir durum tabii bir grubun 2. albumunun baslangic noktasi ve yeni bir cikis sayilmasi. Ama 5. albumu "Different Class" ile newcomer muamelesi goren Pulp kadar da trajik degil. Neyse, isi bir adim daha ileri goturup hep In Utero’yu Nirvana’nin en iyi albumu olarak addettim (ugly serdy). Hatta Nevermind’a fark attigini iddia ettim. Cogu kez bunun Nirvana’nin ozune ve temeline bir hakaret olarak algilandigini, uzerime gelindigini ve tabu yikmiscasina kinandigimi gordum. Buyuk ayiplar yapildi tarafima, tarz bu olmamaliydi. Neyse ki roportaji okuyunca icime sular seller serpildi. Hemen alintilayalim:


“…Satislari artirmak icin degil, daha once hicbir albumden bu kadar gurur duymamistim. Basindan beri kafamin icinde olan sound’u nihayet yakaladik.

'Nevermind'da bu sound yok muydu?

Kesinlikle yoktu. O cok temiz, puruzsuz. Evde hic o tur albumler dinlemem. O albumu de dinleyemiyorum. Parcalarin cogunu begeniyorum, calmak hosuma gidiyor. Ticari acidan cok iyi oldugunu dusunuyorum, ama biraz Cheap Trick’vari. Benim dinleyici olarak zevkime gore fazla puruzsuz…”



Meger onca yildir ikina ikina bir turlu ifade edemedigim seyleri gaipten Cobain en direkti ve temiziyle seslendirmis, tasdik etmis. Sagolsun, iyi ki bir varmis, bir yokmus. Referans copluguyle veda ederken minneten bol bol goz kirpalim...


if you ever need anything
please don’t hesitate to ask
someone else first
i’m too busy acting like i’m not (altered) native
i’m very (dolphinished) ape, and very nice.

No comments: