Monday, August 24, 2009

ethosparis

Kanuni ablamin annesi, veya abimin kayin validesi , ya da dunurum Ann Leroux oldukca basarili bir girisimci. Altmis yasindan sonra (ozellikle rakamla degil yaziyla yazdim ki okursa yas mevzuuna cakozlamasin diye :S *) ciktigi yolculukta geldigi nokta hem saskinlik hem de gurur verici. Hakcasi bu ise girisirken kimse girisimin akibeti konusunda bugun bulundugu yeri ongormuyordu. Kimilerine gore macera kimilerine gore ise bir gec-orta yas kriziydi. Velakin niyetim burada bir basari hikayesinden ote, halen insanligin ve onun kismen de olsa hukmedebildigi piyasanin orjinal oldugu kadar duyarli fikir ve projelere acik oldugunu vurgulamak. Vurgulamak suretiyle kabasini aldiktan sonra icerigin hafifce kalibrasyonuna gecebiliriz.

Paris menseili Ethos adinda tekstil alanindaki bu girisim adindan da anlasilacagi uzeere ‘fair trade’ dusturu altinda tamamiyle hakkaniyetli iscilik ve katkisiz organik materyal uzerine bina edilmis bir mutesebbis. Yolculugun baslangici olan 2002 yili, matematigimizin yardimiyla gecen sureyi bize hatirlatirken girisimin saglamligi konusunda da guven veriyor. Ilk basladiklarinda acikcasi dizayn hususunda biraz problem yasadiklarini, yuksek fiyatlari da goz onune aldigimizda kurumun salt cevreye duyarli ve emege saygili tuketicilerle ayakta kalabilmesinin pek mumkun olmadigini dusunuyordum. Nereden biliyorum, sevgili yengem bu urunleri direkt tuketici ile bulusturacagi bir butik isine girmis ve mutevazi bir servet batirmisti (ayni sebepten oturu rakam vermedim dikkat ederseniz :S). Zira Paris gibi bir yerde sadece duyarli birkac vatandasin destegiyle kiranizin yarisini bile cikaramazsiniz. Belki bugunku sartlarda - biraz da muhasebe bilgisiyle :S- hersey cok daha iyi olabilirdi zira bahsettigim iki handikap da ortadan kalkmis durumda.

‘Fair Trade’ dogasi geregi temiz iscilik (cocuksuz, emek somurusuz, adil ve karsilikli) oldugundan maliyetin buyuk kismi buna gidiyordu. Eh, ham madde de katekulliye imkan taniyan bir takim tarim tekniklerini reddeden zor ve zahmetli yollardan elde edilince maliyet katlaniyordu. Yukselen fiyati tuketiciye minimum oranda yansitmak demek de dizayn, satis noktasi ve tanitim gibi onemli kalemlerden feragat anlamina geliyordu. Artik hem gelisen ve ucuzlayan uretim teknikleri sayesinde fiyatlar ciddi anlamda makul, hem de ehil designatorlerin estetik dizayni ile urunler goz zevkine cok daha uygun. Ofislerine gittim, hepsi okumus cocuklar :S Beni ziyadesiyle etkileyen sey uretim modeli ve kurumun varolus manifestosuna duyduklari heyecan oldu ki mutluluk recetesinde mutlak suretle ac karnina bir parca yaptigin isi sevmek yazilir. 15 civari calisanin bir kismi tekstil devlerinde yillarca calisarak hem uretim hem de tuketim piyasasinin dinamiklerini tecrube ettikten, muhtemelen para ve kariyer gibi hirslari da yendikten sonra kendilerine daha etkin ve heyecan dolu bir rol bicen Ethos bunyesine katilmis kisiler. Bir kismi ise belki burada veya benzer baska bir projede devam edecek, belki de bu biricik tecrubeyi devler ligine tasiyacak henuz is hayatina yeni atilmis gencler. Ama en buyuk ortak noktalari tamamina yakininin vejetaryen olusu olsa gerek :S

Daha derinlikli bilgi ve gorseller icin http://www.ethosparis.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz. Urunlerle ilgilenir misiniz bilmem (bende bir sweatshirt’leri var, hakikaten 100% organik pamuk baska bir seymis, o kadar rahat ki sanki uzerimde hic yokmus gibi) lakin fikir, proje ve badireleriyle birlikte yolculugun tarihcesi namina okunmaya deger metinler var. Yahut ozellikle merkez Avrupa’da konuslanmis goz kamastirici satis agina Turkiye’den bir nokta da siz eklemek istersiniz, kim bilir? (siz bilirsiniz tabii ama mutlaka iyi bir muhasebeci tutun :S).

Son olarak sevgili abimin Ethos’u bloga girdi amacli klavyeye alacagimi soyledigimde sarfettigi cumle ile kapatmak istiyorum : “Ingilizce yaz o zaman Ann da okur, guzel de bir jest olur” :S **


* Bu latin alfabesini kullaniyor olmak kuresellik adina iyi de, gizli kapakli is yapmayi sevdigimiz icin yabancilarin anlamayacagi bir rakam notasyonu kullansak hic fena olmazmis. Bir ornek; cok asina olmadigimdan adini hangisiydi hatirlamiyorum ama turistik yerlerimizden birinde yabanci turistler ve yerliler icin iki ayri fiyati belirten suna benzer bir ibare vardi:

Museum: 5 Euro
Muze: Uc Lira :S

** Yaziya baktiginda bu cok sayidaki :S ibaresinin ne anlama geldigini Ann’a nasil aciklayacagimi ve onu bunun gayet ciddiye alinmis bir tanitim yazisi olduguna nasil inandiracagimi bilmiyorum. Onu da mi yaziyla yassaydim (iki nokta ust uste buyuk se) diye dusunuyorum simdi. Olmadi buyur elektronik sozluk, inanmiyorsan yaz cevirt derim :S

2 comments:

shoshanna from paris theaters said...

tres bon. hani beraber is yapacaktik? niye yaydin olayi simdi. bu arada cevreye duyarlilik konusunda, http://www.goodentrepreneur.com/ diye bir olay var. firmamiz burada yer alabilir gibi.

spécialité turquie said...

ortak bozar bizi bu isler, organik diye ceketi paltoyu mu yiycez allasen :S burda doner kapis kapis gidiyor bir turk restoranti (sondaki "t" burda cok onemli :S) acalim. tabelada bir ibareyle etin "hallal" oldugu teminatinhi vermezsek gocmen din kardeslerimizi cekemeyiz soyleyeyim. hallal hayvanatin islami usullere uygun yerden, yani girtlaktan kesildigi anlamina geliyor.