Paranoid Park'la birlikte Gus Van Sant son donem kemiksiz hikaye anlatimina devam ederken, cikarsanamayan (aslinda olmayan) mesajlariyla izleyicilerin kafasini ve dilini daha cok yormaya devam ediyor. Ekseriyetle senaryonun altindan girip ustunden cikmaya hevesli, hisse ve anlamlandirma pesinde pervane izleyiciler icin bu notr durus pek sinir bozucu olmali. Gercekten notr olacak kadar kayitsiz mi? Yoksa gerceklerini kendine saklayacak kadar barisik ve ifade ihtiyacindan yoksun mu? Ya bu kayitsizlik veya ifadesizlik kastîyse?
Bunlarin tam olarak cevabi bende yok, ama kafasindan tilkileri eksik etmedigini ve algimiza bilincli sasirtmacalarla kastettigini dusunuyorum. Gizlenmek ya da cekimlerle flulastirmak suretiyle esgalleri kat’a netlestirilmeyen ebeveynlerin derin bir anlaminin oldugunu dusundugunuz anda, filmin genc basrolu Alex'in (saygi ve sevgilerimizle, Gabe Nevins) babasiyla bulusmasinda Van Sant karsiniza “bu sekil bir babaya ne dersiniz?” mahiyetinde bir kontra-yumrukla cikabiliyor. Veya savas konusunda ergen-ustu bir duyarlilik sergileyen gencin, bir baska ruh halinde mevzuya kayitsizligi yine mesaj trafiginde aksamalara sebebiyet verebiliyor. Bu bapta dogrusaldan ziyade inisli cikisli bir desen sonucu varilmis bir notrlukten, arada notralizasyon islemlerinden bahsedebiliriz.
Aslinda tum bunlarin ne onemi var; belli ki Van Sant’in bu gorsel-sanatsal soleni icra edebilmek icin genclik hezeyanlarinin ve kaykay kulturunun kesistigi bir senaryoya/araca ihtiyaci vardi. Ustad bu aralar tam olarak neyin pesinde oldugunu, yetkin ve yapiminda gorev aldigi filmlerle simgelesen goruntu yonetmeni Christopher Doyle komutasinda aslinda pek guzel anlatiyor. Sessizlik veya ona yakin arkaplan muzigiyle (dikkat fransizca sozlu muzik cikabilir) yavaslatilmis hareketli cekimler, en ucra ayrintilari dahi estetize edilebilmis dingin yakin plan goruntuler neyimize yetmiyor... Uzerine kulturunden gencligine, dogasindan basta Elliot Smith olmak uzere muzigine kadar hometown Portland’a goz kirpma/aidiyet odeme aliskanligi da bozulmadan eklenince, bizim icin hersey yolunda.
Belki koca bir paragraf da janri, muzikleri, sokak menseili alt-kulturel dinamikleri, tasarim dunyasi, kisaca tekmili birden zengin kulliyatiyla “skateboard” icin acmak gerek. Zannimca bunlar icin kulturun icinden gecmis degilseniz ya Nick Hornby gibi ustun bir anlatici, ya Gus Van Sant gibi mahir bir sinema anlaticisi, ya da Cristopher Doyle gibi rahatsiz bir goruntu yonetmeni olmak gerekiyor... Lakin filmde ayirdigi planlara, aktarimda gosterdigi ozene bakilirsa Van Sant’in acikca goze carpan yogun ilgisine kayit gosterebilmek/etkilenmek icin bunlarin hicbiri olmak gerekmiyor. Paragrafi caktirmadan nasil actim ve bos laflarla kotardim ama?
Thursday, March 27, 2008
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment