Tuesday, January 27, 2009

karl in black

oncelikle kisa bir ani. gecen baharin basiydi sanirim, kardesim ve ben (iki sap) lagerfeld confidentiel isimli belgesel filmi izlemek uzere izmir/kipa cinebonus sinemasinin kapisina dayandik. gisedeki kiza gitmek istedigim filmi soyledigimde kafasini onunde ekrandan kaldirip bize bakti ve "filmin konusunu biliyorsunuz degil mi?" diye sordu. nedense belli belirsiz bir onaylama disinda tepki gosteremedik. kiz sorusuyla ayak ustu dovmustu bizi. o saskin bakislarin ardinda, bizimle dalga gecen bir fikir vardi.

tasarimci bu adam, chanel in bas tasarimcisi! delikanli olun, kanli bicakli filme gidin!

peki, biz de bu meydan okuyan tavir karsisinda tepkimizi nasil gosterdik dersiniz? gisedeki kiza boyun egip cengiz han'a giderek... (o da guzeldi gerci, adil hakan cengiz asya nin steplerinde esti de durdu)

~

bazi populer figurler, toplum vicdaninin onayladigi fikir ve davranislara karsi konumlanmaktan zevk alirlar. bu 'common sense e ters kose!' davranis biciminin altinda yatan sebep ayriksi olmayi da asip itici gorunmeyi istemekle alakali sanirim. kimi insanlar bundan zevk aliyor olabilir. hele ki unlu biriyseniz, tasiyacaginiz onaylanmamis nitelikler size olumsuzdan ziyade ulasilmaz ve guclu bir kimlik kazandirir. dogru soyleyin, darth vader mi yoksa luke skywalker mi?

lagerfeld kelimenin tam anlamiyla cins bir adam. mesela tuhaf ve anlasilmaz bir ipod sevdasi var. dunyanin cesitli yerlerindeki evlerinde ve sik kaldigi otellerde yuzlerce ipod, bir gun koca karl gelip de kendilerini dinler diye hazir bekliyor. boylece lagerfeld asla muziksiz kalmiyor. baska bir meczuplugu da yaptigi meshur diet. evet baylar ve bayanlar, siz de onun gibi sadece 13 ayda 42 kilo vermek isterseniz amazon.com dan the karl lagerfeld diet isimli kitabi edinebilirsiniz. aslinda ozon orhon da midesini kelepceletecegine ya da henuz aldirmadiysa da bir gun aldiracagina, bu kitabi alsaydi. tasarimcimizin esitlik kavramina inanmadigindan, guce ve varsilliga karsi gosterdigi derin saygidan soz etmiyorum bile... alman olmasina ragmen, abd baskanlik secimleri hakkinda bir iki laf ettiyse de bunlar da muhtemelen obama karsitidir.


kimi aciklamalar ve davranislar, ikon olmanin getirdigi simarikliga verilip goz ardi edilebilir. ne var ki asil can yakici huysuzlugu, cevrecilere karsi gostermis oldugu cirkin tepkide yatiyor. hala et yenilen bir dunyada, kurk ve deri'nin giyimde kullanilmasina gosterilen muhalefeti cocukca bulduguna iliskin beyanat, selim bir aklin kabul edebilecegi cinsten degildi. beyaz sacli prens'e (yildo muydu bu sifatin esas sahibi?) gore o kurku soyulan, derisi yuzulen hayvanlar bir insani yakalarsa yermis, insan ne yapsinmis.


ben mi yanlis hatirliyorum yoksa biz insanlar toplu yerlesim alanlarinda guvenlik icerisinde yasayan bir tur degil miyiz? kurk giyen kadin ve erkeklerin acaba kaci safari, hayvanat bahcesi ya da televizyon ekrani disinda, gercekten vahsi bir hayvan ile goz goze geldi? bir zamanlarin kadinlar icin sukse sembolu "kurk" giderek sahipsiz kalan ve asagilik gorulen bir malzemeye donusurken boylesi, nereden tutsaniz elde kalacak cinsten bir cikisin yegane sebebi karanlik tarafta ve kotu olma istegidir. asil cocukca olan bu tavri surdurmek ve inatla hayvan kurkunun insan sirtina -sirf chic olmak adina- gecirilmesini savunmak. darth vader bile hikayenin sonunda icerisindeki kotuluge isyan edip tovbekar oluyordu. darisi kara adamlardan ismi karl olanin basina.

(darth vader in gogsune iphone takmislar. ben de dedim, ne bu boyle rengarenk?)

No comments: