Ev sahibi – kiraci iliskisi herhalde dunyevi hayatin en tuhaf dinamiklerine sahip iliskilerinden biri. Fazla sertlige gelmeyen ama fazla samimiyeti de kaldirmayan, isler yolundayken saygi yuklu, sarpa sardiginda ise insaniyetin firar edebilecegi kirmizi ince cizgi, ya da cambaz ipi. Ben de bir ev sahibiyim. Rahmetli annemden bana bir ev kaldi. Fakat ev benim degil :S Dahasi, kirasi da cebime girmiyor. Biraz tuhaf bir hikaye oldugunun farkindayim. Soyle ki, yillarca oturdugumuz evin sahibi annemin cok sevdigi eski bir tanidigiydi. Kadin Fransa’da yasayan, kocasini yillar once kaybetmis, klasik bir gurbetci aliskanligi olarak tum kazandigini Istanbul’da gayrimenkule yatiran ve muhtemelen oranin sosyal kosullarini birakip asla buraya donmeyecek, eger amac yatirimsa da bunun donusunu cok fazla hissetmeyecek biri. Kokleriyle arasindaki bagi bu sekilde kuvvetlendirdigine inaniyor kanimca. Daha sonra biz o evden cikip kendi evimize tasindigimizda, onun ricasiyla kira ve kiraciyla ugrasma isi anneme devroldu. Annem vefat edince de bana... Miras kalan evin kendisi degil, sorumlulugu oldu. Is sadece para toplamak olsa neyse, emlak vergisi var, kiradan dusulecek mecburi harcamalar var, apartman giderleri var, demirbasi var, var oglu var. Aklinizdan “acaba bu isten hic mi cikari yok, indiragandi yapiyor mudur” gibi dusunceleri gecirdiginizi duyar gibiyim ve sizi cok ayipliyorum. Aklimdan gecmedi degil :S Ama annemin oturtmus oldugu seffaf mali yonetim modelinin (bankadan ay ay hesap hareketleri bilgisi, masraf dekontlari, faturalar vs) buna izin vermesine olanak yoktu.
Kiraci, kocasindan bosanmis, kiziyla yasayan bekar bir kadindi ve ev sahibini biziz saniyordu. Cunku inanisa gore gercegi bilmesi durumunda isi savsaklayabilir, kirayi aksatabilirdi. Gercekten alti ay kira vermese ne yapabilirdim ki? Ev sahibi kadinin gelip ugrasacak durumu da yoktu. Sadece yilda bir tatile geliyordu, onda da yil icinde birikmis parasini veriyordum. Esasinda annem abartiyor, her ay basinda aldigi parayi bankadan cekiyor, goturup bir de avroya ceviriyordu. Ben o kadariyla ugrasamazdim, en bastan soyledim. Hesap hareketlerini de bankadan degil, yilda bir internet bankaciligindan cikti olarak alip verdim. Her ne kadar yakin bir tanidik olsa ve cikarlarini gozetse de, ev sahibi gayri menkul zengini oldugu icin annem bu konuda –biraz da kiraci ve kadin dayanismasindan yollu- Robin Hood’luktan da geri durmamis ve ederinden dusuk bir rakama kiraya verme konusunda insiyatif kullanmis, gercek ev sahibinin rizasini da almisti.
Tabii yonetim degisince tum kurumsal yapida da gedikler olustu. Ilk alti ay cok savsakladim. Benim hamurumda insanla ugrasmak hic yok. Sirf ilan vermeye ve insanlara gostermeye usendigim icin muhtemelen arabamin son sahibi olacak ben, kalkip hem de bir baskasinin evi icin ucuncu sahislarla ne kadar yuz-goz olabilirdim. Ancak altinci ayin sonunda artik o donemki bosluktan midir bilinmez, farkli bir kafaya girip, ehil bir iktisatci triplerinde hesap hareketlerini titizce incelemeye giristim ve sallanmakta olan bir mali tabloyla karsilastim. Belli ki ilk icraatim radikal olacakti; iki aylik kira eksikti. Klasik otomatik talimat hikayesi. O an hesapta para gormemis, yatmamis filan. Bankadan beni arayip, gunahlari boynuna, kiracinin adina ozurler dilediler. Is zamma filan geldiginde, ya da her firsatta kazandiginin anca ayi kurtarmaya yettigini soyleyen kiracinin hesabindaki boyle bir oynamayi, ya da durgunlugu hissetmemis olmasi pek inandirici degildi. Yersen iste. Yememistim.
Sonrasinda benzer sacma sapan hikayeler oldu. Yok kapiciya vermis, kapici bir kismini yemis ve ortadan kaybolmus. Yok efendim banka havalede otuz liralik bir komisyon almis, o nedenle eksik yatirmis ama mantik olarak zaten bunun kiradan kesilmesi gerekiyormus. Buna benzer sayisiz iddia ve bahanelerle muhatap olmak durumunda kaldim. Hani Everyone’s Got One, eyvallah, ama bir evsahibi egosu gelistirecegim aklimin ucundan bile gecmezdi. Yalan yok, aptal yerine konmusluk hissinden birkac kez arayip tirad bile gectim. Emekli olmasina ragmen calisan, genc sayilabilecek, hergun isine arabasiyla gidip gelen modern bir kadinin dunyadan ve teknolojiden bu kadar bihabermis gibi davranmasi sinirime dokunuyordu. Dahasi, eger arayip canini sikacak bir sey soylerseniz muthis bir gurur refleksi gosteriyor, sizi bu incinmisligine inandiriyor ve kendinizi asagilik, allahin belasi pinti bir ev sahibi gibi hissediyorsunuz.
Yine de bir sekilde gecinip gidiyorduk, ta ki arayip evden cikacagini soyledigi gune kadar. Emanet ev basima yikilmisti. Dedim ya, boyle bir iliskide yer almaktan yeterince hosnutsuz oldugum yetmiyormus gibi, simdi de kiraci sececektim. Belki bir adaletsizlige imza atacak, belki ihtiyaci olan birini geri cevirecek, belki hic ihtiyaci olmayan birini ihya edecektim. Hicbir cikarim yokken vicdanimin esiri olacaktim. Uc dort kisiden sonra tirlattim. Kimi kirada anlasiyor, turlu turlu masraflari kabul ettirip kiradan dusmeye calisiyor, kimi tum masraflari ustlenecegini ama bir yil boyu kira vermeyecegini soyluyor, kimi evi oldugu gibi bir onceki kiracidan bile daha dusuk miktara tutmaya calisiyor. Aslinda hep kiraya verilecek evleri imceleyen bir kurulun olmasi gerektigi ve belirledigi masraf/tadilatlarin ev sahibi tarafindan yapilmasini zorunlu kilmasi gerektigine inanmisimdir. Bu konuda utanilacak ve sefil durumdaki evleri gayet olagan bicimde kiralamaya calisan yuzsuz ev sahipleri biraz talim olurdu belki. Neyse, baktim bu pazarliklar da midemi bulandiriyor, ev sahibini arayip bende birikmis olan parasini tadilata yatirmam gerektigini soyledim. Amacim tertemiz evi anlastigim rakama kiraya vermek, aylar sonra hesaba baktigimda ay sayisinin kirayla carpimi kadar parayi gormekti. Sagolsun hic itiraz etmedi. Sagolucak tabi, sanki babamin evi. Evin tum tadilat isini de tanidik bir aile ustasina peskes cektim :S Evin sahibinin biz olmadigini biliyordu, bu nedenle pazarlik gucum cok yoktu. Ama bir yandan sorumluluk mirasi da vardi. Bu nedenle ustaya “hak gecmesin”, “bak yetim annesidir”, “coluk cocugunun [en genci 35 yasinda] nafakasi…”, ev sahibine de “usta cok degerli bir insan”, “asla haram yemez” gibi ucuz ve ajite halk edebiyatiyla aman vermedim. Artik hem ev sahibi, hem araci, hem de ustaydim. Hatta ustune evin kiracisi olmayi bile dusundum. Hakikaten guzel olmustu.
Hersey bittiginde buna gercekten degdi. Usta da, ev sahibi de, araci da, kiraci da kazandi. Can sikici detaylardan yalitilmis, sadece kira rakami uzerine konusabilecegimiz bir konuma geldik. Eger bir kiracidan hic haber almiyorsaniz, o kiraci iyidir derler. Su an, eger halen hayattaysa :S, oyle bir kiraci oturuyor. Seytan kulagina kursun, bir degisiklik daha olursa kadindan zorla vekalet alip evi satip parasini da swift yapmayi dusunuyorum. Elbette komisyon masrafini keserim, dogrusu bu :S
Friday, April 30, 2010
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment