21. Yuzyil basi Fransa’si... Tamam mubalagaya gerek yok, yil 2003... Her cumle arasi uc nokta basarak gereksiz bir anlam derinligi yaratmak da yok... Cocuklugu beri ilahi bir askla dinleyip ruhunu besledigi idollerinin etkileyici bir yansimasi, lakin kendi gicir uretimi olarak “Quelqu’un M’a Dit” albumuyle chanson'da yepyeni bir soluk, billur bir ses, Carla Bruni... Ilahlarindan Serge Gainsbourg anisina 2005 tarihli Monsieur Gainsbourg Revisited tribute albumunun kapanis sarkisina (Ces Petits Riens/ Those Little Things) sesiyle hayat verme onuru, ebedi askina karsilik en buyuk mukafat olsa gerek... Belki Carla's Song payesini verdirecek kadar...
Carla’ya kulturel sermayeden payina duseni verdik. Esasen sohret ve spot isiklarina muptela eski top model Carla Bruni’nin kalbini, Kevin Costner’dan Mick Jagger’a uzanan genis ve eklektik bir portfoye muteakiben Sarkozy’nin “burun farkiyla” kazanmasi hic de anormal degil. Yok Sarko nasyonalist, fasist, gocmen karsiti, sosyal devlet dusmaniymis, umpah!.. Bu veriler, yakinda cikacak albumuyle Fransa tarihinin muzik listelerinde yer alacak first “first lady”si olma ve daha nice first'e imza atma sansinin kiskirticiligiyla basedebilir mi? Hem bundan insanlik kazancli bile cikabilir. Sarkozy'nin o kati, kararli ve aman vermez politikaci imaji simdiden zedelenmis durumda. Bu izdivacin, dikkat dagitici ve mesai calici bir unsur olarak Sarkozy’i sendeletmeye artarak devam edecegi ongoruler arasinda. Hem artik ek is olarak menejerlik de var. Madem Carla kendini “maneater” olarak tanimliyor, Sarko’ya bir omur boyu mutluluk dileklerimizle: “Basini da yesin bu Carla!”
Tuesday, February 5, 2008
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment