Otonom bölge Christiana'yı bir köşeye ayıralım, Danimarka isimli - motherland'i küçük Grönland'ı devasa- kuzey ülkesi ne kadar şaşırtıcı olabilir? Şöyle bir düşününce, aklıma Laurup kardeşler dışında hiç bir şey gelmiyor -du . Soğuk, müreffeh, güvenli ve muhtemelen hayli sıkıcı bir memleket deyip geçme eğilimimin çuvallaması, bana bir kez daha gösterdi ki, peşim hükümlü olmak ve bütün Samanyolu Galaksisi'ni kapsayacak genellemeler yapmak, aslında pek de akıl karı değil.
Palle Sorensen isimli Danimarkalı 1965 senesinde sakin ve büyük ihtimalle yağışlı bir eylül günü, bir banka soygunu düzenledi. Çalıntı bir araba ile kaçmaya çalışırken, kendisini kovalayan (Kopenhag'da görülmemiş macera!) 4 genç polis memurunu öldürdü. O güne kadar modern Danimarka'da muebbet hapse mahkum olan tutuklulardan hiçbirisi 16 yıldan uzun süre cezaevinde kalmamıştı. Devlet 4 polisin katiline öylesine öfke duymuştu ki, Palle önceki rekoru ikiye katladıktan, yani 32 senelik mahpusluktan sonra, ancak 1997'de dışarıya adım atabildi. 'Sorensen Davası'nın 2 orijinal durumu daha var aslında. Birincisi, bu olaydan sonra Danimarka polisi silah taşıma yetkisi edindi. Ve diğeri; kendisi sadece ilgili kanuna karşı değil, aynı zamanda Adalet Bakanlığı'na ve Bütün Danimarka Hükümetine karşı da suç işlemekten yargılandı. Sakin ülkede korku ve dehşet...
Çatışmalı eylemlerde, eylemciler hala ' 4-0 til Palle! Han skød dem alle!' * diyerek slogan atıyor, polisi kışkırtıyorlarmış. Bu tip bir söylemin, AB sınırları dışında, hatta çoğu AB ülkesinde dahi linçle karşılanması, pekala mümkün. Evlerden Iraq .
* Palle adına 4-0! o hepsini vurdu!
No comments:
Post a Comment