Cevrelendigimiz hudutlar icindeki siyasi kultur ve polarizasyon insana postal-takunya arasi orta bir yerde, ikisine de esit mesafe ve elestirellikte kendini konumlama imkani tanimiyor, buna alistik sayilir. Sol kanadin sert ve ani bir darbeyle kirilisindan bu yana sagin yalniz kendi icinde tum siyasetin iki kutbunu zaptedecek guce ve statuye ulasmis olmasi da artik siradanlasmis bir trajedi. Ucuncu bir kutba ve dusunceye yer acmanin olanaksizligi icinde, demokrasi ve anayasayi bembeyaz bir irk arzulari dogrultusunda kevgire cevirerek halka yukardan bakan cumhuriyetci-halkcilik karsisinda durdugunuzda radikal islamci, farkli kosullarda antidemokrasiyi ve kabadayiligi siar edinmisken o antidemokratik kanunlar aleyhine dondugunde mazlumu –yine efece- oynayan islamci karsiti soylemde de elitist bir ulusalci ilan edilmeniz an meselesi…
Peki ya cihan meselelerinde saf tutmak deveyi olimpiyatlarda sirikla atlatmaktan daha mi kolay? Uzun suredir gundem, izledigi rotada defalarca kez kitlesel ufleme eylemlerine maruz kalan olimpiyat mes(g)alesi. Kavganin eksik olmadigi Uzak Asya’da Japonya-Cin-Tayvan-Hong Kong-Kore Kardesler arasinda uzun zamandan beri cekismeli bir “uzakdogu kale” maci oynaniyor. Bunlardan Cin’in yarim asirdir Tibet halkina uyguladigi baski malum – ki Tibetliler Cin’in ayrik otu alerjisinin ilk hedefi degil. Eh, Cin’in politikalarini anlayabilmek icin binlerce kilometre yol tepip seddi asmaya ne hacet? “Dunyanin en absurd komunizmi Cin’de olsa aliniz” diyen yanibasimizdaki “nasyonal sosyalist” (var mi artiran?) Maocu yan[il]simalara goz atmak yeterli.
Tibet’e uygulanan baskiyi protesto icin eylemciler mesaleyi tukuruklerinde bogmaya ugrasirken, bir cirpida hepsinin toplamindan daha fazla Cinli de Tibet yanlisi eylemleri protesto ederek yeri yerinden oynatiyor. Mufredat bize pek yabanci olmasa da, Cin’in son numarasi Tibet’teki budist rahiplere “zorunlu vatandaslik dersi”. Tibet’le ozdeslesen ruhani/ulvi aydinlanma ve arzulardan arinma ogretisiyken deforme edile edile sosyetenin elit “new age” akimi haline gelmis, “big industry” budizmin yayilmaci passiflora/afyonlama harekati da ayri mevzu ya neyse. Bu budizm Cin’e yayilirsa ucuz is-gucunun hali nicolurdu dusunsenize… Kesisler akilli olsun! Ama gel de Fransa’nin koyu Tibet taraftarligi altinda bir copanoglu arama. Cin’in dunya istikbalini tehdit mahiyetindeki buyumesi olabilir mi? Zenofobik Sarkozy nere, Dalai Lama’ya bahsedilmis “Paris Onursal Hemseri”lik unvaninin samimiyeti nere... Kendi gocmenim otekiyken dusmanimin otekisi vatandasimdir. Fransa’da Ermeni soykirimini inkarin suc sayildigi yasa tasarisi akabinde, en az 20 kisiye forward edilmedigi takdirde Turk vatandasligindan cikarilmayi buyuran ciliz mail otelemeleriyle millet birbirini siber barutlarla atesleyedursun, Cin’de kamyonlarla onune barikatlar kurulmak suretiyle halkla baglantisi kesilerek protesto edilen Carrefour-China, “act locally fuck globally” vizyonuna sadik ve sabik bir paralellikte Pekin Olimpiyatlari’na destek bildirisini yayimladi bile.
Sporcular desen hava kirliligi derdine dusmus. Efsane sirikla atlamaci Sergei Bubka olimpiyatlari siyasi nedenlerle boykot etmeye yeltenen bazi sporculara veryansin ediyor. Olimpiyat ruhuyla siyasetin karistirilmasinin insanlik sucu oldugunu 1984 yilinda Sovyetler Birligi’nin boykotu nedeniyle olimpiyatlara katilamayarak calinan ruyalariyla aciklarken icimizi buruyor. Lakin biz de kendisinin su anki uluslararasi olimpiyat komitesinin yonetim kurulu uyesi ve atletizm komisyonu baskani oldugunu hatirlatiyoruz. Tum bunlari bir muhendislik, mimari ve sehircilik harikasi Ataturk Olimpiyat Stadini barindiran Avrupa’nin kültür şoku baskenti Istanbul dururken Pekin’i secmeden once dusunecektiniz Bubka efendi! Bir sarkac misali kan ter icinde bir kutba variyorum ki, arkama bakmadan zittina kacis hizim Jesse Owens’a tabutundan parmak isirtiyor. Ortada kalsam bir taraftan Maocu, ote taraftan emperyalistim. Acin ucuncu kutbun onunu! Zaten toplasan kesintisiz 1 saat olimpiyat izlemisligim yok, cok sıkıcı bulurum. Olimpiyat Futbol Finalini filan izliyorum, onda da 45 dakikada bir ara veriliyor.
Monday, April 28, 2008
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment