Friday, April 4, 2008

Istanbul Modern'se Tate ne(y)?

Modern sanat müzelerinin alameti farikası, diğer geleneksel müzelerle karşılaştığında, yaşayan mekanlar olmaları... (bu tespiti de şimdi yaptım. çok yakışıklı durdu bence). Experiment #1 : Bugün iş çıkışı arkeoloji müzesine gidin. Aynı müzeyi daha sonra, mesela 2010 yılında ziyaret ettiginizde pek bir değişiklik göze çarpmayacaktır. 2000 küsür yıldır ayakta kalmayı başarmış heykeller 2 senede heba olmaz ya? Üstelik, onları deforme edemez, ya da boyayamazsınız. Bu ulu Zeus'a karşı işlenmiş gerçek bir suçtur ve lanetlenme ihtimaliniz epey yüksektir. Öte taraftan, örneğin Louvre gibi oturaklı bir kurum'u baştan ve yine/ yeni / yeniden yerleştirmek, 3metreye 5metre ebatlarındaki o caaanım rönesans tablolarını yerinden oynatmak kolay iş değil.


Oysa plastik çağın müzeleri, ilerici mimarileri ile ve içerdikleri sanat eserlerinin müspet anlamda hafifliği sayesinde, hem biçim değiştirmeye hem de multi amaçlı kullanıma elverişli alanlar. Şimdi benim dünyada gezmediğim modern sanat müzesi kalmadı, dersem, yalanın ağababasını söylemiş olurum. Centre Pompidou ve İstanbul Modern dışında görmüşlüğüm, geçirmişiliğim yok. Ancak en azından neye benzedikleri ve işlevleri üzerine bir miktar fikrim var. Yine de New York / Bilbao Guggenheim Müzeleri ve London Tate'i görmek isterdim doğrusu.



Tate'te 26 Mayıs'a kadar Marcel Duchamp, Man Ray ve Francis Picabia sergisi var. Sergi'nin yerine egzibişın mı desem? Modern sanatı derinden etkileyen erken 20. yüzyıl avant garde'ları bahar ayları boyunca arzı endam eyleyecekler. Duchamp'ın pisuar'ından Warhol'un tenekesine oradan da nihayet Altered Native'in eteklerine uzanan 'sanat, sepet içindir' mottosunun izini sürmek isteyenlere iyi bir başlangıç. "Hay aksi, Temmuz'a kadar memleketim Londra'dan uzak kalacağım!" diyenlere yaz önerisi; 23 Mayıs - 25 Agustos tarihleri arasındaki Street Art sergisi... Dünyanın dört bir yanından "seçkin" sokak sanatçıları, Tate Modern'ın duvarlarını işgal edecekler (sponsored by Nissan). Aşağı yukarı aynı zaman diliminde -ancak bu sefer dış duvarların içerisinde- 'An Urban History of Photography' sergi ve stüdyosu (stüdyo? işte modern sanat müzesi; katılımcılığa yer açar!) güncel fotoğrafçılığın yönelimleri ve teknikleri ile ziyaretçileri zenginleştirecek. (Eğer bu sergiye gidebilseydim, WAD ve i-D gibi hip dergilerde yer alan karelerin ne ayak olduğunu anlayabilirdim belki.) Kısaca, aynı anda birbirinden stylish 2 sergi biz saygıdeğer Londralıların beğenisine sunulacak.


Student : 5pound

Tam: 20şilin (o da neyse artık...)

No comments: