Thursday, September 24, 2009

cheque, mate!

Satranc oyununa –nedense pek cok seye oldugu gibi- oldum olasi isinamadim. Oncelikle buyuk bir ciddiyet, disiplin, konsantrasyon ve sabir gerektiriyor ki bunlari kolay kolay kabul edemezdim. Ikincisi, sanki en ufak bir hamleyle butun moronlugunuz insanligin gozu onune serilecekmis gibi hissederdim. Cunku gelecek vadeden parlak bir cocuk olmanin kapi esiginde bu oyun en gorkemli tahtasiyla karsiniza cikar, eger sinavi gecerseniz aptallarla araniza ucurum koyma sozuyle sizi ayartirdi. Aslinda alt tarafi 8x8 damali bir tahta ve kurallari cok net bu oyun nasil haftalarca hatta aylarca suruyor, o taslar gidecek onca yolu nereden buluyor, hic anlamis degilim. Diyorum iste, birileri yine bir seyleri gereginden fazla ciddiye aliyor da ondan. Hos, bir zamanlar epey kafa patlattigim 8 vezir (8 queens) algoritmasi boyumun hassas olcusunu almisti ya, neyse. Tanidigim bu oyunu en iyi oynayan cocukluk arkadasim su aralar yanilmiyorsam kurmaylik sinavlarina hazirlanan bir yuzbasi. Kendisi ayrica Gizli Hedef, Soguk Savasta Taktik Baskadir, Hepsi ve Biraz Daha Fazlasi Benim, Sakli Bor Madenlerini Bulmaca gibi strateji oyunlarinin da piriydi.
















Su siralar bir Rocky Balboa ve Ivan Drago tekrar karsi karsiya gelse yaratacagi infial kadar olmasa da, bir kisim yamali basin Kasparov ve Karpov’un yaklasik 20 yil sonra tekrar karsi karsiya geldigi maca ilgi gosteriyor. Ilk kez 25 yil once karsilasan ikilinin maci alti aya yakin surmus ve sonunda biri on kilodan fazla kaybedip digeri psikopatolojik davranislar gostermeye baslayinca doktorlarin da tavsiyesiyle mac galipsiz ilan edilmis. Daha sonra cirak ustasini alt etmis ve Kasparov satranc tarihinin en genc sampiyonu olmus. Istatistiklere bakildiginda maclarin dortte ucu beraberlikle bitmis, galibiyet sayilari da neredeyse esit. Neyse bu ajansvari bilgilendirmeleri birakalim, satrancla yollari kesisen iki zatin da Rus olmalari kafayi taktigim asil konu. Ornegin iki Hispanigin toprak kort finali oynamasi, veya Kenyalilar’in uzun mesafe/maratonlardaki basarisi gibi bolgesel ozelliklerin fizige dayali yansimalarini yadirgamiyorum ancak bir zihinsel aktivite sporunun/oyununun belli bir ulkede toplasmasi tuhaf geliyor. Ancak biraz dusununce konu tipki cocukluk arkadasimda oldugu gibi, satranc ve strateji, politika, militarizm gibi olgular arasindaki baglantiya variyor. Eh, Kasparov’un bugunku Rusya siyasetinin ana muhalefet liderlerinden olusu da –eger satranc sampiyonlugu partiye giriste ona ozel bir statu kazandirmadiysa- bosuna degil. Taktisyenligin memleketi Rusya’ysa, herhalde henuz cocukluktan bu oyuna ozendirme, belki devlet eliyle egitim dahi soz konusu olabilir. Bizde buna yonelik bir egitimin kat'a yanlisi degilim. Ancak dile tutkalla yapistigi ve kucuklukten nasil baslarsa oyle gittigi icin en azindan “santranc” telaffuzunun cocuklarimizin bellegine yerlesmesini engelleyebiliriz dusuncesindeyim :S

1 comment:

maf said...

Muhteşem bi yazı.